her bir buçuk yılda bir, yeni başlangıçlar.. yeniden başlamalar ülkesinde yaşam oyunları. bu ülkede işte. korkuyorum hala. kendimin sorumluluğunu almaktan. ha, bak kendimden başka sevdiğim herkesin sorumluluğunu alabiliyorum.. kendimi mi sevmiyorum? yoksa etrafımdakilerimi aslında? ben var ya, hala daha bilmediğim o sorularla yaşıyorum. kaçıyorum, kaçamıyorum.. bitmiyor bi türlü. yeniden başlamaya mı korkuyorum? güvenmeye mi? neyden kimden neden korktuğunu nasıl bilebilir insan bu toprakta? hani, sorsalar neden bu tereddüt? neden titrerken yürürken? çok mu az cevabı? yere bakmak yetiyor bazen düşünmeden bile, bulmak için. göğe bakmak yetiyor bazen. neden nefes alamadığımızın cevabı.. dalga dalga boğazımızda.. bi türlü yutkunsak mı daha iyi tükürsek mi bilemediğimiz o duygu işte.
o derin yalnızlıkta kendimi bulmaktan korkuyorum. niye biliyor musun? kendim kızgın bana.. çokça uzun zamandır hem de.. aynada kendime şaşırdığımı farkettiğimden beri, aslında neden kaçtığımı da anlamaya başlıyorum. hem de bayağı bir acımasız.. kimselere olmadığı kadar.. neden diyorum? hiçsiz bir mutluluk sen de bulamaz mısın kendinde? herkesin bulduğu kadar.. yok diyor, bulamam! sen neredeydin diyor. sen neredeydin?
ben mi neredeydim diyorum. bu defa ben de öfkeleniyorum. ben bazen eskişehir'de, çokça istanbul'da, düzenli olarak düzce'de, antalya'da, izmir'de hatta tunceli'deydim! tersimden baktığında bedenim dışında hep oradaydım ya zaten.. sen sanki bilmiyor musun? yeter artık..diyorum. yeter artık.. bi dön bak bana, bi kabul et, bi sarıl.. sırf kaybedeceği hiçbirşey yok diye sırtını dönüyor bana.. ben neyim öyleyse? kimim? hangisiyim? nereye kadar bu endişe..