19 Eylül 2016 Pazartesi

geçti mi şimdi?


her bir buçuk yılda bir, yeni başlangıçlar.. yeniden başlamalar ülkesinde yaşam oyunları. bu ülkede işte. korkuyorum hala. kendimin sorumluluğunu almaktan. ha, bak kendimden başka sevdiğim herkesin sorumluluğunu alabiliyorum.. kendimi mi sevmiyorum? yoksa etrafımdakilerimi aslında? ben var ya, hala daha bilmediğim o sorularla yaşıyorum. kaçıyorum, kaçamıyorum.. bitmiyor bi türlü. yeniden başlamaya mı korkuyorum? güvenmeye mi? neyden kimden neden korktuğunu nasıl bilebilir insan bu toprakta? hani, sorsalar neden bu tereddüt? neden titrerken yürürken? çok mu az cevabı? yere bakmak yetiyor bazen düşünmeden bile, bulmak için. göğe bakmak yetiyor bazen. neden nefes alamadığımızın cevabı.. dalga dalga boğazımızda.. bi türlü yutkunsak mı daha iyi tükürsek mi bilemediğimiz o duygu işte. 

o derin yalnızlıkta kendimi bulmaktan korkuyorum. niye biliyor musun? kendim kızgın bana.. çokça uzun zamandır hem de.. aynada kendime şaşırdığımı farkettiğimden beri, aslında neden kaçtığımı da anlamaya başlıyorum. hem de bayağı bir acımasız.. kimselere olmadığı kadar.. neden diyorum? hiçsiz bir mutluluk sen de bulamaz mısın kendinde? herkesin bulduğu kadar.. yok diyor, bulamam! sen neredeydin diyor. sen neredeydin? 

ben mi neredeydim diyorum. bu defa ben de öfkeleniyorum. ben bazen eskişehir'de, çokça istanbul'da, düzenli olarak düzce'de, antalya'da, izmir'de hatta tunceli'deydim! tersimden baktığında bedenim dışında hep oradaydım ya zaten.. sen sanki bilmiyor musun? yeter artık..diyorum. yeter artık.. bi dön bak bana, bi kabul et, bi sarıl.. sırf kaybedeceği hiçbirşey yok diye sırtını dönüyor bana.. ben neyim öyleyse? kimim? hangisiyim? nereye kadar bu endişe..

19 Şubat 2015 Perşembe

bazı zorluklar oldu. zor geçti evet. hatta geçti mi geçmedi mi belli değil. hatta ve hatta geçmedi. kesin. yine de bir nefes alıyorum şimdi. sanki kırık kırık pencerelerin kenarlarından gelen nefesler. insan hiç bilemiyor ki ne zaman ölümden korkacağını, asıl ne zaman korkması gerektiğini. ne zaman kaybetmeyeceğini. ne zaman aslında çoktan kaybetmiş olduğunu. insan zor kestiriyor her bi şeyi. çoğunlukla da kestirip atıyor anladığında. her hareketimiz bir yanlışın başlangıcı olabiliyor. müdahale edemediğimiz acılar oluyor sonra. ayakta kalmam lazım diyorsun. herkes için. bazı zorluklar oldu. ama şimdi sanki biri ellerini çekiyor gibi üzerimden. "hadi, bırakınca uçabilecek misin gör bakalım" der gibi serbest bırakıyor kanatlarımı. hep tehditle içimden. hep adım atmaya korkar öylesi. olsun. bi nefes alıyorum ben. yoğunluklar anlaşılabilecek derecede çöktü sanki. olsun. 
anlamak iyi.

15 Kasım 2014 Cumartesi

sen, sonra ben.

çok şey var anlatacak. yine de onları anlatacak kelimeleri bulamamak.
yine aynı olan bazı şeylerin içinde kaybolma.
sen kaybolma.
ben, hem bulurum bi şekilde.
ben yine çıkarım burdan.
hep mi ben.
hep ben.
evet,öyle.
yine de unutma
düşeceksin.
gülebilirler.
veya biri tutar elinden.
belki bi gün anlatabilirsin ne demek istediğini
kendinle konuştuğunu mu
sen sus.
sen dur.
bulurum ben.
kaybolma.
adını söyle.
kaybolma.
ölmem ben.
ölmem ben.
yaşamak diye bişey var.
susma sen.
sen susma.
bişeyler olacak.
bişeyler değişecek biliyorsun.
umut et.
bırakma.
sonra,
yine kalkıp devam edeceksin.
otlar görebilirsin sararmış
sonbahar.
sonra güneş.
ben güneş olurum.
biliyorum zor.
kendime güneş.
kendime ışık.
biliyorum bişeyler var.
az kaldı.
biliyorum.

15 Ağustos 2014 Cuma

raylar. çift dikiş geçmiş olabilirler. gelişine gidişine. unutmak için hiçbir şeyim yok.

13 Ağustos 2014 Çarşamba

evet hala mp3 çalar kullananlardanım. dinlerken yere düşerse balık tutar gibi kulaklıktan çekerek buluyorum kendisini. lanet bi yorgunluk. ey sevgili günlük sen de bunaldın bu yorgunluktan biliyorum. ama benimle yaşamak zorundasın.